Emoji, Japonya kökenli bir kelime olup “e” (resim) ve “moji” (karakter) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. İlk olarak 1999 yılında Japonya’da Shigetaka Kurita tarafından tasarlanan emoji, ilk başta NTT Docomo adlı bir mobil iletişim şirketi için oluşturulmuştur. Kurita, iletişimde kullanılan sadece metin tabanlı ifadelerin insanların duygularını doğru bir şekilde ifade edemediğine inanıyordu. Bu nedenle, resim tabanlı ifadelerin kullanımıyla daha duygusal ve etkili bir iletişim kurulabileceğini düşündü.

İlk emoji seti 176 adetten oluşuyordu ve basit resimlerden oluşuyordu. Bu resimler arasında yüz ifadeleri, gıda, hava durumu, doğa, spor ve ulaşım gibi konular yer alıyordu. İlk emoji seti, Japonya’da başlangıçta sadece cep telefonları için kullanılabilirken, zamanla diğer ülkelerde de kullanılmaya başladı.

Emoji, özellikle 2010’ların başında popüler hale geldi. Apple, 2011 yılında iOS işletim sistemi için emoji desteği ekledi ve diğer teknoloji şirketleri de bu özelliği benimsedi. 2015 yılında, “Gözyaşı Kıkırdağı” emoji’si Oxford İngilizce Sözlüğü’ne eklenerek, resmi olarak bir kelime olarak kabul edildi.

Bugün, emoji’ler, neredeyse tüm dijital platformlarda yaygın bir şekilde kullanılıyor. Yüz ifadeleri, gıda, hayvanlar, doğa, nesneler ve aktiviteler gibi birçok konuda emoji’ler bulunuyor. Ayrıca, farklı cilt tonları, cinsiyet seçenekleri ve çeşitli kültürlerin sembolleri gibi daha geniş bir yelpazede emoji’ler mevcuttur. Emoji, iletişimde duygusal ifadelerin daha kolay ve hızlı bir şekilde iletilmesine yardımcı oluyor.